27 Şubat 2023
Türk Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin (14) numaralı bendinde, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalışan personellere, işverenin (irtibat bürosunun) Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden istisna edileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu hükme göre, kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan dar mükellefiyete tabi kurumlardan olan yabancı şirketin Türkiye’deki irtibat ofislerinin (liaison office) bünyesinde çalışan personellere ödenen ücretler gelir vergisi istisna uygulanabilmesi için;
1-Türkiye’deki çalışanın bağlı olduğu işverenin (irtibat ofisi) dar mükellef kurum olması, bu kurumun da Türkiye’de hiçbir şekilde kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunmaması,
2-Dar mükellef kurumda (irtibat ofisi) çalışan kişinin hizmet erbabı ve yapılan ödemenin de ücret niteliğinde olması,
3-Dar mükellef kurumun Türkiye’deki personeline yapılacak ödemenin bu kurumun yurtdışı kazançlarından karşılanması,
4-Ücretin döviz olarak ödenmesi,
5-Ödenen ücretin dar mükellef kurumun Türkiye’deki hesaplarına gider olarak kaydedilmemesi,
şartlarının bir arada bulunması gerekmektedir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, merkezi yurt dışında bulunan şirketlerin Türkiye’de kurulacak irtibat bürosunda çalışacak personele yurt dışındaki şirket tarafından döviz olarak ödenecek ücretler, Gelir Vergisi Kanununun 23/14 bendinde sayılan tüm şartların sağlanması durumunda gelir vergisinden istisna olup, söz konusu ücret ödemeleri üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesi uyarınca gelir vergisi kesintisi yapılmayacaktır.
Türkiye’de irtibat bürosu olarak, işveren sıfatıyla Türkiye’de istihdam edilen çalışanlara ücret ödemesinde bulunanların, Türkiye’de herhangi bir kanuni merkezinin veya iş merkezinin bulunmaması gerekir. Türkiye’de kanuni ve iş merkezi olmayan kurumların ise tam mükellef oldukları devlette hangi statüyü taşıdıkları, tüzel kişiliklerinin bulunup bulunmadığı herhangi bir iktisadi işletmelerinin varlığı ya da yokluğu önem taşımayacaktır.
Türkiye’deki irtibat bürolarında bir hizmet akdine bağlı ve sigortalı olarak çalışan kişinin, işveren sıfatıyla bağlı olduğu dar mükellef kurum (irtibat bürosu), söz konusu kişiye döviz olarak ödediği ücretleri, doğrudan doğruya yurt dışında elde ettiği gelirinden ayırıp vermeli, hiç bir zaman için Türkiye’de elde ettiği kazanç ile ilgilendirmemelidir. Bu çerçevede hizmet erbabının Türkiye’de tam mükellef veya dar mükellef statüsünü taşıması hiçbir önem taşımayacaktır. Ödeme, yurt dışında elde edilen gelir üzerinden yapılacağı için, Türkiye’deki faaliyetler nedeniyle bu ücretler Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesi hükmüne göre gider olarak dikkate alınmayacaktır…” açıklamaları yer almıştır.
Ayrıca, yurt dışından döviz olarak ödenen ücretin, irtibat bürosu tarafından çalışanlarınıza yol, yemek, barınma ücreti adı altında nakdi yardımlar yapılması durumunda söz konusu nakdi yardımlar ücret olarak değerlendirilecek olup yukarıdaki şartların da sağlanması halinde, bu ödemeler de 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin (14) numaralı bendine göre gelir vergisinden istisna olacaktır. Bu durumda, istisnanın uygulanabilmesi için söz konusu ücretin irtibat bürolarında çalışanlara döviz olarak veya yurt dışından gelen paraların yetkili bankalarda bozdurulmak suretiyle Türk parası olarak Türkiye’de ücretliye ödenmesi ve döviz bozdurulması ile ilgili belgelerin ücret bordrolarına eklenmesi gerekmektedir.
İrtibat bürolarında nakden veya hesaben yapılan ödemelerden yukarıda açıklanan koşulları sağlamayan ücret ödemeleri ve diğer ek ödemeler gelir vergisine tabi olacaktır.
İrtibat bürolarında çalışanların ücretleri için SGK ve İşsizlik sigortası primleri hesaplanacaktır.
Yurt dışındaki ana şirketi temsil etmek amacıyla Türkiye’de faaliyet gösteren irtibat bürosunun, Gelir Vergisi Kanununun 23/14 numaralı bendinde sayılan tüm şartları taşıması halinde, çalışanlarına ödenen ücretler nedeniyle düzenlenen kağıtlar (ücret bordrosu, hesap pusulası), Damga Vergisi Kanunu (2) sayılı tablonun IV/34 fıkrasına göre damga vergisinden istisna olacaktır.
Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun IV/34 fıkrasında yer alan “Söz konusu kâğıtlar, resmi dairelere veya noterlere ibraz edildikleri takdirde bu tarih itibarıyla vergiye tâbi tutulur ve ibraz edenlerce ödenir.” ibaresi ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetlere ilişkin olmamak şartıyla gerçek kişiler arasında düzenlenen akitlerle ilgili kâğıtlara ilişkin olup, Gelir Vergisi Kanununun 23’üncü maddesinde belirtilen ücretlere ilişkin kağıtları kapsamadığından irtibat bürolarındaki çalışanların ücret bordrosu/hesap pusulalarının resmi dairelere sunulması damga vergisi istisnasına engel teşkil etmeyecektir.
Ali KARAKUŞ
SMMM, Bağımsız Denetçi
Karen Audit
İstanbul,
27 Şubat 2023
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Karen Audit veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.