27.12.2021
Limited Şirket’in mahkeme yolu ile iflasına karar verildi ve ticaret sicil gazetesinde ilan oldu. Mahkeme tarihi 10.11.2021, ticaret sicil gazetesi ilan tarihi 16.11.2021’dir. Bizim yapacağımız vergi dairesi, ticaret odası vb. beyanname, bildirimler nelerdir?
Ticaret Mahkemesi’nin iflas kararı verdiği tarihten itibaren tacirin tasfiye haline girdiği kabul edilecek olup, iflasına karar verilen tacirin iflas süreci sona erinceye kadar yani tasfiye süreci bitinceye kadar vergilemeye ilişkin ödev sorumluluklarının da iflas idaresince yerine getirilmesi gerekecektir.
Süreç bitene kadar verilmesi gereken beyanname ve bildirimler sürelerinde verilecektir.
Bürokratik işlemler için Vergi Dairesinden bilgi alınız.
Aşağıdaki linkde bulunan özelgeyi inceleyiniz.
https://www.gib.gov.tr/node/99212
Özelge: İflası kesinleşen mükellefin beyanname verme yükümlülüğü hk
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı :11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]- 02/04/2013
Konu :İflası kesinleşen mükellefin beyanname
verme yükümlülüğü
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin iflas ettiği ve iflasın kesinleştiği belirtilerek, beyannamelerinizi internet ortamında Serbest Muhasebeci Mali Müşavir aracılığıyla verme yükümlülüğünüzü yerine getirebilmek için Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ile anlaşma yapmanız gerektiği halde bedelini karşılayamadığınızdan beyannamelerinizi elden vermek istediğiniz hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, kurumlar vergisi beyannamesinin, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verileceği hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 98 ve 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin beşinci fıkrası ile 31 inci maddelerine göre, vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar, bu vergileri ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer itibarıyla bağlı oldukları vergi dairesine, vergilendirme dönemini izleyen ayın başından yirmi üçüncü günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile bildirmeye mecburdurlar.
5520 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında, her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olduğu; tasfiyenin, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlayıp tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona ereceği; başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılacağı, ikinci fıkrasında da tasfiye beyannamelerinin, tasfiye memurları tarafından tasfiye dönemlerinin sonundan itibaren Kanunun 14 üncü maddesinde yazılı sürelerde; tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesinin ise tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verileceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı maddenin yedinci ve sekizinci fıkralarında da;
“Tasfiye memurlarının sorumluluğu: Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 207 nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar…
Tasfiye işlemlerinin incelenmesi: Tasfiye beyannamesinin verilmesiyle birlikte tasfiye memurları, işlemlerinin vergi kanunları yönünden incelenmesini bir dilekçe ile isterler. Dilekçenin verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemelerine başlanarak aralıksız devam edilir. Vergi incelemesinin bitmesini izleyen otuz gün içinde vergi dairesi sonucu tasfiye memurlarına yazı ile bildirir. Buna göre kurumdan aranan vergilerin sonucu alınıncaya kadar tasfiye memurlarının, yedinci fıkrada yazılı sorumluluğu devam eder.”
hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, İcra İflas Kanununun 184 üncü maddesinde, iflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil edileceği ve alacakların ödenmesine tahsis olunacağı, iflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen malların masaya gireceği; 191 inci maddesinde, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz kaldığı; 226 ncı maddesinde ise masanın kanuni mümessili iflas idaresi olduğu, idare masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükellef bulunduğu hükümlerine yer verilmiştir. Ticaret Mahkemesinin iflasa karar verdiği anda, borçlu (müflis) hakkında iflas açılmış olur. İflas halinde, mükellefin varlığı ve varsa gelirleri üzerindeki tasarruf hakkı ortadan kalkmakta ve bütün varlığı ve gelirleri iflas masasına intikal etmektedir. Bu nedenle vergileme ile ilgili ödevlerin mükellef tarafından yerine getirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, Ticaret Mahkemesinin iflas kararı verdiği tarihten itibaren Şirketin tasfiye haline girdiği kabul edilecek olup iflasına karar verilen Şirketin iflas muameleleri sona erinceye kadar vergilemeye ilişkin ödev ve sorumluluklarının gerçekleştirilmesinden (tasfiye dönemi beyannamelerinin verilmesi de dahil olmak üzere) iflas masasının kanuni temsilcisi durumunda olan iflas idaresi sorumludur.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan düzenleme ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye yetkili kılınmıştır.
Bu yetkiye istinaden beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi uygulamasına 01.10.2004 tarihinden itibaren başlanılmış olup, beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi hususuna ilişkin açıklamalar 340, 346, 357, 367, 373, 376 ve 386 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yapılmıştır.
367 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile; bu Tebliğde belirlenen hadlerle sınırlı olmaksızın Kurumlar Vergisi mükelleflerinin Kurumlar Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamesini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.
376 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de; hiçbir hadle sınırlı olmaksızın; Kurumlar Vergisi mükelleflerine Muhtasar Beyannamesini ve Katma Değer Vergisi Beyannamesini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, iflası açılan şirketlerin beyannamelerinin
iflas masasının kanuni temsilcisi durumunda olan iflas idaresi tarafından, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen açıklamalar doğrultusunda elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış bulunan meslek mensupları vasıtasıyla durumlarına uyan sözleşmeyi düzenlemek suretiyle elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir.
…
Kaynak: ismmmo
Yasal Uyarı: Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Karenaudit veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir.